Latest Blog Post
Shiva's Diary
Aslında şeytanla savaş, onunla değil; onun bize fısıldadığı duygularla olur.
Bu savaş, görünmezdir ama derindir.
Bizi hemen haklı çıkmak isteyen, savunmaya geçen, hemen kırılan yanımızdan yakalar.
Yani egodan, nefsin sesinden.
Şeytani karanlık, bize doğrudan yaklaşmaz.
Birini konuşturur, birini susturur, birini yanlış anlarız, zayıf anımızda, yanlış zamanda karşımıza çıkar...
Ama amaç hep aynıdır: bizi tepki vermeye zorlamak.
Çünkü tepki, enerjidir.
Ve o enerji, karanlığın en sevdiği yakıttır.

Birine kızdığında, içinden bir ses
“Beni gör, bana hak ver” diye bağırdığında,
aslında ruh değil — nefs konuşuyordur.İşte o anda bir seçim başlar:
Tepki mi vereceksin, yoksa fark mı edeceksin? Ruh tepki vermez.
Ruh, sezgisel olarak görür.Kimin hangi kelimeyle seni manipüle etmeye çalıştığını,
Kimin kalbinden geçen sözlerinin dilinden ayrı olduğunu,
Kimin kalbindeki ışığını istese de göstermediğini,
Kimin içindeki gölgesiyle konuştuğunu anlar.
Ve işte o farkındalık, savaşın yakıtını keser.
Şeytani duygular aç kalır.
Bu hâl, pasiflik değildir.
Tam tersine, bu en yüksek farkındalık halidir.Birinin senin enerjine sızmasına izin vermemek, kendini korumanın en rafine şeklidir.
Bende bunu herkes gibi hayat sahnemde, kalabalığın ortasında, hatta sessiz bir tartışmanın içinde; bir bakışta, bir sözde , bir yanlış anlama halinde kendimi bir anda şeytanımla savaşırken görüyorum
ve içimde herkes gibi benimde kıvılcımlar yanıyor.
Ama o kıvılcımı tıpkı kutlama pastasına üfler gibi üflemeyi öğrendim.
Çünkü benim ruhum ateşle savaşı bilmez— onu ışığa dönüştürür.
୨ོ𓇢𓆸ོ୧________________________________୨ོ𓇢𓆸ོ୧
çıplaklığımız biz giyinik olduğumuzda sevilir..
Posted 10/29/2025, 12:00 PM