J. Morris

J. is 18 years old. He is the Acoustic Guitarist of Almas Ardientes. J. is also known as "Raven". J. is located in Tokyo at 東京空域/Tokyo Airspace.

J. likes to exercise at the gym during off hours and is trying to improve skill in order to get ahead professionally.

Attitude Passionate
State Traveling
Mood 96
Health 64
Star Quality 68
Cash 9,679,778.10 M$
VIP Member
Game: Popmundo
Points: 2550
Days Active: 135 days

Latest Blog Post

Jules’a Mektup: Nasıl Başladı?

Gitar kılıfını kapatırken bir an duraksadım. Parmak uçlarımda hala dün geceki performansın izleri vardı. Müzik… Hayatımın merkezindeydi. Ama artık sahne ışıkları, alkışlar ya da groupieler hayatımın tamamı değildi. Küçük Jules… Oğlumun varlığı, tüm önceliklerimi yerle bir etmişti. Sahnede ne kadar coşkulu olursam olayım, kafamın bir köşesinde hep Jules’un gülümsemesi vardı.

Turneler benim için bir zorunluluktu. Hem Jules’un geleceği için para kazanmalı, hem de kendi sanatıma sadık kalmalıydım. Ama işte bu çelişki… Oğlumu sürekli bırakıp gitmek, içimde büyüyen bir ağırlığa dönüşüyordu. Özellikle geceleri Jules’un “ba-ba” diye mırıldanmasını hatırlayınca, bu yük daha da dayanılmaz hâle geliyordu. Yine de başka bir seçeneğim yoktu. Ta ki Othelia hayatımıza girene kadar.

Othelia, üniversite öğrencisi bir genç kadın. İlk gün eve geldiğinde, sadece oğlum için bir bakıcı olacağını düşünmüştüm. Jules’u besleyecek, oyun oynayacak ve o uyurken kendi kitaplarına dönecekti. Ama işler hiç de beklediğim gibi olmadı. Othelia, Jules’a sadece bakmakla kalmıyor, onun hayatına renk katıyordu.

Başta, Othelia’nın hayatımıza getirdiği bu değişime karşı biraz temkinliydim. Nihayetinde, o sadece bir bakıcıydı. Ancak zamanla fark ettim ki, o evdeyken sadece Jules değil, ben de kendimi huzurlu hissediyordum. Bu durumu anlamlandırmaya çalıştığım günlerde, bir akşam Jules’un uyumasının ardından, Othelia salona geldi. Sessizce bir köşeye oturdu ve beni dinlemeye başladı. Gitarımı çalarken ara sıra ona bakıyordum, gözleri kapalıydı. Dayanamadım, sordum:

“Dinlemekten sıkılmıyor musun?”

Başını hafifçe yana eğerek gözlerini açtı. “Hayır,” dedi. “dinlerken bir hikâye duyuyormuşum gibi hissediyorum. Sanki sen konuşuyorsun ama kelimeler yerine tınılar var.”

Bir an ne diyeceğimi bilemedim. Yavaşça gitarın tellerine dokunmaya devam ederken, “Eğer konuşsaydım, kelimeler seni bu kadar etkiler miydi bilmiyorum?” diye mırıldandım…

Posted 11/23/2024, 4:00 AM

All characters in Popmundo are fictitious. Any similarity to any person living or dead is merely coincidental.